{ "title": "Safra", "image": "https://www.safran.gen.tr/images/safra.jpg", "date": "19.01.2024 15:42:19", "author": "merve gündoğdu", "article": [ { "article": "Safra, karaciğer organı tarafından salgılanan yeşilimsi ve kahverengi bir sıvıdır. Karaciğer salgısı olan safraya aynı zamanda öd de denilmektedir. Safra yağ sindirimine yarayan bir salgı olduğu gibi eskimiş alyuvarların tahribi sonucu meydana gelen bir atılma ürünüdür. Safra karaciğer tarafından salgılanan bu sıvı, acı ve sarı renkte olup, alkalen yani bazik bir yapıya sahiptir. Bu sıvı onikiparmak bağırsağına dökülmektedir. Safra sıvısı her kilogram beden ağırlığına on altı mililitre (Santimetre küp) düşmektedir. Bu sıvının %97'sini su oluşturmaktadır. Sıvının geriye kalan kısmını ise direkt bilirübin, biliverdin, safra tuzları, safra asitleri, lipitler, elektrolitler, bazı enzimler ve karaciğerin zehrini azaltan bazı farklı maddeler bulunmaktadır. Safra karaciğerin içindeyken açık sarı renkte olup, çok akıcı kıvamlı ve fazlasıyla acıdır. Bu sıvı karaciğerin içine biriktikten sonra karaciğer safra yolu ile safra kesesi ya da torbasına dolar ve safra kesesinde kıvamı yoğunlaştığı için tadı da gittikçe acılaşmaktadır. Bağırsakların içine yağlı bir cisim gelince, safra kesesinin kasılıp, gerginleşmesiyle bağırsaklara safra dökülmektedir. İnce bağırsaklardaki yağlar yağ asitlerine bölünürler. Yağ asitleri ince bağırsağın bazik ortamında kalsiyum tuzları ile birleşip, suda çözülmeyen kalsiyum sabunları halini alırlar. Bu safra asitleri oluşan sabunları koloidal parçacıklar haline getirmektedirler. Böylece yağların bağırsaktan emilip yok olmasını sağlarlar. Kolesterol bağırsak yoluyla tekrar vücudun içine girmektedir. Bilirubin adlı madde ise dışkı yoluyla vücuttan atılır. Başlıca görevi ise yağların sindirilmesi, emilmesi olan safranın herhangi bir sebeple bağırsağa geçememesi durumunda kana karışarak sarılık meydana getirmektedir.

Safra sıvısı A, B ve C olmak üzere üç kısma ayrılmaktadır. A safrası, Tubaj esnasında son kısımda onikiparmak bağırsağına ulaşınca gelen ilk safradır. Altın sarısına benzeyen bir renkte olup, berrak, açık ve alkalen tepkili olan bu safra, ana safra kanalı içinde biriken safradır. 4-5 santimetre küp kadar olmaktadır. B safrası, safra kesesi içinde birikmişolan ve daha lüzüci (Suyu az) koyu renkte olup 30-40 santimetre küp kadardır. C safrası, Tubaj sırasında en son gelmekte olan ve A safrasından daha açık bir renkte olup, karaciğer içi ufak safra kanallarından gelen en son, taze üretilmiş olan safradır. Dakikada 2 santimetre küp olarak akmakmaktadır. Safranın, sindirimdeki rolü çok fazladır. Besinler yoluyla vücuda giren yağlar, ince bağırsağa ulaştıkları zaman küçük yağ damlacıkları şeklindedirler. Yağ sindiriminde görev alan lipaz enziminin, bu haldeki yağları etkileme gücü yoktur. Safra sıvısı içerisinde yer alan safra tuzları, yağ damlacıklarına yapışmakta, bunları ince parçalar durumuna getirir ve böylece yağların sindirilip, emilmesini sağlar. Bu sindirim anında yağda erimekte olan A, D, E ve K vitaminleri de yok olmaktadır. Safra tuzlarının %90 kadarı, bağırsaklarda geçiş yaparken, ince bağırsağın alt kısmında emilmekte olan ve karaciğere getirilerek, tekrar sindirim de kullanılabilmektedir. Safra, karaciğer hücrelerinde üretilmektedir ve küçük kanalcıklara dökülmektedir. Bu kanalcıklar birleşip daha büyük toplayıcı olan kanalları oluşmaktadır. Toplayıcı kanallar birleşip, karaciğerin sağında ve solunda bulunan safra yollarını; bu iki kanalla birleşip ana safra yolunu vücuda getirirler. Bu temel safra yolu ile safra kesesinin kanalı birleşip koledok kanalını oluşturmaktadırlar. Karaciğerden gelmekte olan bu safranın büyükçe bir kısmı safra kesesine gelerek bazı değişikliklere uğrar ve yoğunluğu, kıvamı artar.
" } ] }