Safra kesesi, vücudumuzda karaciğerin altında bulunan, kastan yapılmış armut biçiminde bir torbadır. Karaciğerin ürettiği safra, küçük kanalcıklarda toplanarak ana safra kanalına dökülür ve onikiparmak bağırsağına varmadan yan tarafa bir kol verir. Bu kol safra kesesine gider ve burada birikir. Safra kesesi, karaciğerin ürettiği safrayı belirli bir süre depo eder. Safra kesesi olmadan da yaşam sürdürülebilir. Yediğimiz yemekler mideden onikiparmak bağırsağına geçerek sindirilir ve safra kesesinin sıkışmasını sağlar. Safra kesesi sıkışınca içindeki salgı, onikiparmak bağırsağından geçen yiyeceklerin üzerine akar. Bu süreçte safra kesesi tümörü oluşabilir. Safra kesesi tümörleri, kanser çeşitleri arasında beşinci sırayı alır ve en fazla 60 yaş ve üzerindeki hastalarda görülür. Bu hastaların çoğunluğunu kadınlar oluşturur.
Safra Kesesi Tümöründe Risk Etkenleri
Safra kesesi tümörünün sebebi tam olarak bilinmemektedir. Safra kesesinde bulunan taşların uzun süreli burada kalması, tahribat vererek iç zararlarda tümör lezyonlarına sebep olabilir. Yapılan araştırmalarda, 3 santim ve üzerinde büyüklükteki taşlar bulunan safra keselerinde, kesenin anomali ve adenomatiz olgulardan dolayı tümörler görülmektedir. Bu hastaların çoğunda safra kesesi, kronik safra kesesi iltihabı ve iş görmeyen safra kesesi şikayetleri vardır. Karın bölgesinin sağ üst kısmında ağrı, kusma, bulantı, iştahsızlık, zayıflama, bazen sarılık, beyaz renkli dışkı ve koyu renk idrar çıkarma gibi şikayetler bulunabilir. Bu hastalar bir yılın üzerinde safra kesesi ile ilgili rahatsızlıklar yaşarlar. Kimisinde ise hiçbir şikayet bulunmadığı halde safra kesesinde hastalık bulunabilir.
Safra Kesesi Tümörünün Tanısı Nasıl Konulur?
Bu hastalığın erken dönemlerinde kronik safra kesesi iltihabı şikayetleri ile kendini belli eder. Hastadan alınan anamnez ile yeterli bilgi edinilemez. Bu hastaların genelinde sağ üst kısımlarda ağrı mevcuttur. Kimi hastalarda ise ateş, ağrı hassasiyeti ve iltihap gibi sebepler olabilir. Hastalıkların teşhisi için yeterli olan bulgular, iyi huylu hastalıkların ayırt edilmesinde yeterli değildir. Sindirim sisteminin baryumlu kontrast incelenmesinde, onikiparmak bağırsağı ve distal midede transvers kolunda kompresyon bulguları görülebilir. Safra kesesi tümörünün tanısında non-invazif bir yöntem olan ultrasonografinin büyük etkileri vardır. Bilgisayarlı tomografi ile hemen hemen kesin tanı konulabilir. Bu her iki tanı yönteminde safra kesesi duvarında kalınlaşma, kesede taş ve sınırlanmış tümör tespit edilebilir. İleri olgularda yapılacak laparoskopi ve laparotomi ile tanı koymak kesinlik kazanır. Bu hastalarda yükselmiş CEA değeri kesinlik vermez. Bütün yapılabilecek kolay yöntemlere rağmen, bu hastalığın yaklaşık olarak %5'ine kesin tanı konulabilir. Geri kalan tüm olgularda kesin tanı, ancak ameliyat ile patolojik inceleme tedavisinde netlik kazanır.
Safra Kesesi Tümörünün Tedavisi
Safra kesesi tümörünün tedavisi, patolojik olarak tanı konulan hastalarda oldukça kolaydır. Yapılmış olan safra kesesi ameliyatı sonucunda bu olgularda yeterli olur. Bu olguların çok azında safra kesesi duvarında sınırlı olarak taş tespit edilir. Bu hastalıkta safra kesesi iltihabına ilave olarak, kese yatağının çıkarılması ve çevre nodüllerinin çıkarılması gerekmektedir. Safra kesesi ameliyatı olan hastalarda ilaç ve ışın tedavisinin etkisi azdır. Ayrıca dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, bu hastalığın hastalara göre değişkenlik gösterebileceği ve bu sebeple her hastanın tedavi şeklinin aynı süreçte olmadığıdır.
Ekstra Bilgiler - Safra kesesi tümörleri genellikle ileri yaşlarda ve kadınlarda daha sık görülür.
- Erken teşhis, tedavi sürecinde büyük önem taşır.
- Safra kesesi taşlarının düzenli kontrolü, tümör riskini azaltabilir.
- Sağlıklı beslenme ve düzenli egzersiz, safra kesesi sağlığını korumada etkilidir.
|
Arzuman
12 Temmuz 2024 CumaSafra kesesi tümörünün erken belirtileri nelerdir ve hangi şikayetlerle doktora başvurmalıyız? Bu belirtiler ortaya çıktığında hangi tanı yöntemleri kullanılıyor?
Cevap yazAdmin
12 Temmuz 2024 CumaArzuman, safra kesesi tümörünün erken belirtileri genellikle spesifik değildir ve başka sindirim sistemi rahatsızlıklarıyla karıştırılabilir. Ancak dikkat edilmesi gereken bazı belirtiler şunlardır: karın ağrısı, özellikle sağ üst kadranda hissedilen ağrı, iştahsızlık, kilo kaybı, mide bulantısı ve kusma. Ayrıca, sarılık (ciltte ve gözlerde sararma) da önemli bir belirti olabilir.
Bu belirtiler ortaya çıktığında, vakit kaybetmeden bir doktora başvurmanız önemlidir. Doktorunuz, ilk olarak fizik muayene yapacak ve tıbbi öykünüzü dinleyecektir. Kesin tanı için ise ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyetik rezonans görüntüleme (MR) gibi görüntüleme yöntemleri kullanılabilir. Ayrıca, endoskopik ultrasonografi ve biyopsi de tanıyı doğrulamak için başvurulan yöntemler arasında yer alır.
Sağlıklı günler dilerim.